Eskişehir

Edebiyat Fakültesinde Türk Arşivciliği ve Selçuklu Tarihçiliği konuşuldu

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından ‘Cumhuriyet Dönemi’nde Türk Arşivciliği ve Cumhuriyet’in 100. Yılı’nda Türkiye’de Selçuklu Tarihçiliği’ başlıklı seminer düzenlendi.

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından düzenlenen ‘Cumhuriyet Dönemi’nde Türk Arşivciliği ve Cumhuriyet’in 100. Yılı’nda Türkiye’de Selçuklu Tarihçiliği’ başlıklı seminer, Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Taciser Tüfekçi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Haşim Şahin ve Prof. Dr. Mehmet Topal’ın konuşmacı olduğu seminer ilgi gördü.

“Türk tarihi açısından ele alındığında oldukça verimli olacak”

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Erol Altınsapan, seminerin önemine değinerek, “Bugün, birbirinden değerli uzman tarihçi hocalarımız sayesinde gerçekleştirilecek olan seminerde çok değerli bilgiler edineceğiz. Türk arşivciliği ve Selçuklu tarihi her zaman ele almamız gereken çok önemli konuların arasında gelmekte. Eski yazılarla ilgili arşiv kaynakları ve Selçuklu tarihçiliği Türk tarihi açısından ele alındığında oldukça verimli olacak bir seminer olacak” dedi.

“Selçuklu Tarihi’ni Türkiye Cumhuriyeti’ne borçluyuz”

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin ise seminerde şunlar söyledi;

“Türkiye’de ve dünya şayet bir Selçuklu tarihçiliğinden bahsediyorsak hem siyasi tarih açısından hem kültür tarihi hem de sanat tarihi açısından ele almamız gerekir. Selçuklu Tarihi’ni Türkiye Cumhuriyeti’ne borçluyuz. Osmanlı Dönemi’nde Selçuklular Osmanlı’nın neresinde yer aldı, neyi olurdu, tartışmasına baktığımızda bu dönemde Selçuklu Dönemi’ne dair yazılmış bir kitaba rastlayamayız. Ancak erken dönem kroniklerinde Osmanlı nüshalarından bahsederken Selçukluların Osmanlı’ya bir meşruiyet hakkı tanıdığını, Söğüt-Domaniç bölgesini miras bırakan kişinin 1. Alâeddin Keykubat olduğu fikri üzerinde durulur. Osmanlı kroniklerinin yazıldığı tarihleri göz önünde bulundurursak Osmanlı’nın 2. Murat döneminde ya da fethinden sonra yazılan eserler olacaktır. Osmanlı’nın kuruluş dönemlerine diğer beyliklerle arasında bir ‘Kayı’ faraziyesi ortaya çıkmıştır. Böyle bir dönemde yazılmaya başlanan kronikler, meşruiyet kökenlerini Selçuklu’ya bağladılar.”

“Osmanlı arşivciliğinin ilerlemesi Fatih Sultan Mehmet döneminden sonra gerçekleşmiştir”

Arşiv terminolojisine ve Osmanlı-Cumhuriyet dönemi arşivine değinen Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Topal ise konuşmasında şunlara değindi;

“1963 tarihli Madrid Konferansı’nda ‘arşiv’ terimi üzerine nihai tanıma göre; devletlerin, kurumların veya şahısların yapmış oldukları yazışmalar sonucu biriken evrakın koruyup kollanıp, muhafaza edilen ve araştırmacıların hizmetine sunulan mekanlar olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde pek çok arşiv yer almakta ancak belge muhteviyatı açısından önemli olan Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı. Bunun dışında Ankara’da Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı yer almakta. Yurtdışında da Sofya’da Osmanlı yazılı kültürünü içeren bir kütüphane mevcuttur. Osmanlı’nın kuruluş yıllarında devlet geleneğinin oturmasıyla birlikte bürokrasinin evrak üretmeye başlaması ve Osmanlı arşivciliğinin ilerlemesi Fatih Sultan Mehmet döneminden sonra gerçekleşmiştir. Cumhuriyet dönemine yaklaştıkça bu arşiv materyallerinin de arttığı görülmektedir.”

Seminere, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Erol Altınsapan ve Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Sayılır’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.